17 Şubat 2016 Çarşamba

Bir Not - Sırça Fanus'taki Esther


Kitaplar Yolda hareketinin "Hangi Roman Kahramanısınız" başlıklı linkini tıklayarak merak edenler için ufak bir test. Benden kaçmaz tabiki yaptım. Ve sonuç melankoli.


Esther - Sırça Fanus

Sen, Sylvia Plath’in kendi yaşamından yola çıkarak yazdığı Sırça Fanus’taki Esther Greenwood’sun! Büyük hayallerin var ve onların peşinden koşuyorsun. Başarı senin için çok önemli. Ama bir yandan da kimseye tam anlatamadığın melankolik bir yanın var. Bu melankolinin içinde çöküş yaşatmasına fırsat verme!


12 Şubat 2016 Cuma

Bir Gece - Oi Va Voi




Bu makaleyi okumaya başlamadan önce kulaklıklarınızı hazır etmeniz ve  aşağıdaki linki tıklamanız şiddetle tavsiye olunur.  “Ladino Song” ile başlayalım :














Bir Çarşamba akşamındayız. Günlerden 11.02.2016 . Müzik ziyafeti mi çektik desem, böyle muhteşem bir müzik şöleni görmedik mi desem, ne desem nasıl başlasam yazıya... Gazeteler “İstanbul’da Oi Va Voi rüzgarı esti” diye manşet atmışlar. Bence de...

Grubun adının meali : Aman Tanrım! Yidiş kökenli bir  ünlem. Canlı performanslarını dinlerken de bunu dedirtiyor zaten. Üçtür geliyorlar Türkiye’ye bugüne dinlemek nasip oldu ki keşke bir öncekileri de kaçırmasaymışız dedik mi dedik.  Bulgar- Balkan ritimleri, Doğu Avrupa, ispanyol, seferad yahudi ezgilerinin bir harmanı. Böyle müzikal bir zenginliğe sahip grubun haliyle özel bir hayran kitlesi olduğu su götürmez. Bateristi ve Gitaristi zaten grubun yapımcısı, bas gitar, klarnet ve tompet ana grup 5 kişiden oluşuyor.  Vokal ve kemancıları konuk olarak değişiklik gösteriyor. Refrugee şarkısıyla bu grubu ilk defa sanırım 6-7 yıl önce keşfetmiştim. Dinler dinlemez de telefon melodisi yaptığımı hatırlıyorum.  “You ask meeeeeee,  Why it is I come to you, When someone else is just as good, I asked them but they said the same, Didn't even ask my name” ‘diye dinledikten sonra telefonu açıyodum. J

Konser öncesi Maral, ben ve iki arkadaşı Gözde ve Çisel, Gayrettepe’deki halis mulis el yapımı İngiliz biracı diye tabir ettiğimiz The Bosphorus Brewing Company’de buluştuk. Sahipleri İngiliz. Oi Va Voi İngiliz grup. Maral’ın eski kocası Brain İngiliz falan böyle bir İngiliz akşamına imza attık. J

Etkinlik Babylon Bomonti’deydi. Babylon Asmalı Mescit’te kapandıktan sonra yeni yerlerini de ilk defa bu vesileyle de görmüş olduk.  Eski bira fabrikasının tam arkası. Oldukça gotik bi yapı zaten içeri girerken sokakta önünden yürüyosun bi büyüleniyosun. Mekan ferah, temiz, düzenli, havalandırma tastamam, full güvenlik önlemli ve muazzam bir ışık-ses sitemi. Mekan beni benden aldı. Artık konserler burda dinlenir dostlar.


Konser bitiminde alkış kıyamet susmadı tabii. İstiyoruz ki tekrar çıksınlar, bir iki parça daha attırsınlar.  Maral daha önceki konserlere gittiği için bildiğinden dedi ki  çıkmıyorlar. Çıkmıycaklar. Çıkmazlar. Derken çıktılar ve bir değil iki değil tam üç şarkı daha patlattılar. Ve işte fotoğraflar...





Arkadaki Hilton'un nasıl sırıttığına bir bakın :(


8 Şubat 2016 Pazartesi

Bir Kaç Şiir - Eski Mısır'dan



GÖÇEBE
Toz bizim, toprak değil- kökler yasak;
Kuş bizim, yağmur bizim- gökler yasak…
Hem tohumdur, hem mezardır terkimiz;
Her ufuk er geç bizim, her yer yasak.


ESRAR
Devrim ölmüş… Sancı tekrar başlıyor.
Suçludan suçsuzdan ikrar başlıyor…
Süngü-tank-işkence-kan-zindan-ceset.
Baş eğen toplumda esrar başlıyor.


GÖZ / DAĞ
Aşk büyür gömgök;
                        küçümser göz, dağı.
Cılk yürek ummaz; 
                        iyimser göz, dağı
Yakmadan,
                        nuruyla okşar, kurtarır.
Ürperir yer gök;
                        gülümser gözdağı.

KUŞUN AŞKI
Âşık kuşu tutmaz en yaman ökse bile;
Dal hain, kök katil bir kökse bile,
Âşık kuş uçar özgür; İncitmez onu
Gök kubbe hasetten yarılıp çökse bile. 


YARATI
Her zorba, doyumsuz bin şeytan yaratır;
Halk, ekmeği, özgürlüğü taştan yaratır.
Gaddarlığı er geç ezecektir sevgi -
Kör tanrıyı aşkım yeni baştan yaratır.

3 Şubat 2016 Çarşamba

Bir Şarkı - Yolda - Yol





Güneş değer tenime 
hergün büyür aşkın içimde 
Yüreğine sor denizde 
sevmeyeceksen ben gideyim 
Gideyim 

Güneş değer tenime 
Hergün büyür aşkın içimde 
Yüreğine sor denizde 
Sevmeyeceksen ben gideyim 
Gideyim 

Adam gibi seveceksen sev 
Yoksa ben yoluma gideyim 
Denizlerde çiçeklerle çocuklar 
Hayallerime geri döneyim 

Güneş değer tenime 
Hergün büyür aşkın içimde 
Yüreğine sor denizde 
Sevmeyeceksen ben gideyim 
Gideyim 



1 Şubat 2016 Pazartesi

Bir Gezi - Bozcaada - IV

Bayramların haftasonuyla birleştiği, tatilli bol yıllardan birindeyiz. Ne yapsak, nereye gitsek, kimlerle gitsek diye düşünürken altı yıl aradan sonra 2014 Ekim ayı Kurban Bayramı tatil tercihimizi Bozcaada ‘dan yana kullamaya karar verdik. Bizi sürekli adaya çeken bir enerji olduğuna inancım tam artık. Bu sefer 2 araba çoluk çocuk tam bir uzun yol yolculuğu yaptık.  İkinci arabada Maral ve kızı Lilly var.

Hareket planımızda önce Şarköy’e bir uğramak var. Çünkü babam-annem, amcam-yengem, üst kat komşularımız Nüvit Amca-Ayşen Teyze orada olacaklar. Bizde birlikte bayramın ilk gününü birarada geçirip ordan Bozcaada’ya geçelim dedik. Öyle de oldu.  Arife günü yola çıktık. O gece Şarköy’de kaldık. Çok keyifli bir akşam yemeği geçirdik. Nüvit Amca güzel sesiyle bize türküler, Cem Karaca’dan şarkılar söyledi. Babamda sazıyla ona eşlik etti. Sonra Makedonya’dan göçmen olarak dedelerinin binbir zorlukla ülkeye gelişlerini anlattı. Erkekler savaşta, kadınlar bir başlarına, kucaklarında küçücük bebeklerle ...  Duygusal anlara tanıklık ettik.

Ertesi gün kahvaltıdan hemen sonra toparlandık ve Bozcaada’ya doğru yola koyulduk. Hava güneşli güzel ve ben Şarköy’den Gelibolu’ya giden yolu her zaman çok sevmişimdir. Fakat bu geçiş bu defa biraz hüzünlü oldu. Çünkü o yaz Çanakkale’de çıkan yangında ne kadar ağacın heba olduğuna şahit olduk.

Ve bir kez daha Geyikli İskelesindeyiz. Şansımıza son iki arabalık yere biz yerleştik. Böylece bir sonraki feribotu beklemek zorunda kalmadık. Lilly ve Bora iki arkadaş çok eğlendiler. Zeynep daha 8 aylık olduğu için onlara pek ayak uyduramadı haliyle...

Adaya ayak basar basmaz otelimize geçtik. Rüzgar Gülü Butik Oteli. Son derece keyifli ve güleryüzlü sahipleri ve çalışanları ile keyifli bir oteldi. Sahile yakın, deniz manzaralı, ön tarafta şahane yemekler çıkarttıkları küçük bir cafesi ile tavsiye edebileceğim Bozcaada’nın güzel otellerinden biri.

Bu gezimizde Adanın arka tarafında şahane bir pizzacı keşfettik. Şarap ve Pizza kaçınılmaz. Çocuklar dilediğince üzüm bağlarında kuzularla, kuşlarla, tavşanlarla koşturup oyandılar. Zeynep’cim de saolsun anneciğini hiç üzmedi orda mis gibi hava da mışıl mışıl uyudu.  Tayyere Pizza’da şiddetle tavsiye ettiğim yerlerden biri.

Bora ve Lilly rüzgar güllerinin devasılığı karşısında hayrete düştüler. O gün çok eğlenceli bir gün oldu. Hepimizi temiz hava çarpmış olmalı ki akşam olup da otele döndüğümüzde erkenden yatakları boyladık.


Ve Ada’ya veda vakti. Bayram seyran gittiyseniz adaya arabanızı sabah ne kadar erken feribot sırasına koyarsanız o kadar iyi edersiniz. Biz 06:00 ‘da koyduk ki önümüzde yığınla araba vardı. Ancak öğleden sonra sıra geldi de bindik ve akşam yoğunluğuna kalmadan kendimizi karşı yakaya attık. Kimbilir tekrar ne zaman, kimlerle geliriz...

Çiğdem Ersoy , Ekim 2014